Somon Haftada Kaç Kez Yenir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış
İstanbul’un kalabalık sokaklarında yürürken, kafelerde otururken veya metroda bir yerlere giderken hep aynı soruyu sorar oldum: “Somon haftada kaç kez yenir?” Bu soru ilk bakışta basit bir yemek tercihi gibi gözükebilir, ama aslında çok daha derin bir anlam taşıyor. Hem toplumun sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla hem de toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adaletle olan ilişkisiyle. Çünkü yemekler sadece karın doyurmak için değil, birçoğumuzun kimliğini ve yaşam biçimini yansıtır. O zaman gelin, bu basit ama düşündürücü soruyu, hayatın içinden birkaç örnekle irdeleyelim.
Somon ve Sağlık: Herkes İçin Erişilebilir Mi?
Somon, sağlıklı yaşamın simgelerinden biridir. Omega-3 yağ asitleriyle dolu, kalp sağlığını destekleyen bir balık olarak sıklıkla tavsiye edilir. Peki ama bu sağlıklı tercih, herkes için aynı derecede erişilebilir mi? Gerçek şu ki, İstanbul’daki pek çok insan, somonu haftada bir kez bile yiyemez. Bu, sadece bir beslenme alışkanlığı değil, aynı zamanda ekonomik bir mesele. Somonun fiyatı, orta sınıf ya da alt gelir grubundaki bireyler için bir lüks olabilir. Metroda, işyerinde, hatta bazen evde bu konuşmalara şahit oluyorum. Pek çok kişi, “Somon alacak parayı nereden bulacağım?” diye dertleniyor. Yani sağlıklı bir yaşam tarzına erişim, sadece bireysel tercihlere değil, ekonomik duruma da bağlı.
Bir gün ofiste arkadaşım Zeynep ile sohbet ediyorduk, sağlıklı beslenme üzerine. “Somon haftada kaç kez yenir?” sorusunu sordum. Zeynep gülümsedi, “Vallahi, haftada bir, belki de hiç,” dedi. “Çünkü onun fiyatı, haftada üç kere alınacak bir şey değil. Daha uygun fiyatlı balıklara yöneliyoruz.” Bu sohbet bana şunu düşündürdü: Sağlıklı beslenme, ekonomik durumu iyi olanlar için erişilebilirken, düşük gelirli gruplar için hep bir engel. Bu durum, toplumda eşitsizliğin nasıl devam ettiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Toplumsal Cinsiyet ve Yeme Alışkanlıkları
Bir başka perspektif ise toplumsal cinsiyetle ilgili. Kadınlar ve erkekler arasındaki beslenme alışkanlıkları, bazen toplumdaki rollerle örtüşebiliyor. Kadınlar genellikle diyet ve sağlıklı beslenme konusunda daha fazla baskı altındayken, erkekler genellikle daha farklı beslenme biçimlerine eğilim gösteriyor. İşyerinde bir gün, kadın arkadaşım Ayşe’yle öğle yemeği yerken, somon konusuna değindik. “Somon çok sağlıklı ama, biz kadınlar sürekli sağlıklı olmalıyız ya,” dedi. “Yani, somonun olduğu bir menüyü seçmek aslında bazen üzerimizdeki sağlıklı olma baskısını daha da artırıyor.” Bu konuşma, kadınların sağlıklı olma zorunluluğunun toplumsal bir baskı oluşturduğunu ve yeme alışkanlıklarının bu baskı altında şekillendiğini düşündürdü. Oysa erkekler, somon gibi lüks besinlere de daha rahat ulaşabiliyorlar, çünkü genelde böyle bir baskı yok. Bir erkeğin sağlıklı beslenmesi, kadına kıyasla çok daha az sorgulanır. Bu durumda, somon haftada kaç kez yenir sorusu, sadece bir diyet meselesi olmaktan çıkar, toplumsal cinsiyet rollerinin de bir yansıması haline gelir.
Çeşitlilik ve Sosyal Adalet: Yeme Seçeneklerinin Adaleti
Somon gibi besinlere erişim, sadece ekonomik değil, kültürel çeşitliliğin ve sosyal adaletin bir göstergesidir. İstanbul’un farklı semtlerinde, farklı yaşam tarzlarına sahip insanlarla konuştuğumda, yeme alışkanlıklarının ne kadar çeşitlendiğini görüyorum. Kadıköy’deki kafelerde somonlu salata siparişi veren gençler, Şişli’deki bir mahallede somonun adı bile geçmiyor. Burada daha çok tavuk, nohut, bulgur gibi temel ve uygun fiyatlı yiyecekler tercih ediliyor. Birçok birey, somonun sağlık faydalarından faydalanmak istese de ekonomik nedenlerden dolayı bunu yapamıyor. Bir sabah, bir arkadaşım “Somon haftada kaç kez yenir?” sorusunu sordum ve “Yok, onun yerine daha uygun fiyatlı, yerel balık alıyorum,” dedi. Hangi grup ne kadar sağlıklı beslenebiliyorsa, aslında o grubun ekonomik durumu ve sosyal adaletle ilgili bir farkındalık yaratmak gerekiyor.
Sosyal Adalet ve Yeme Hakkı
Somon haftada kaç kez yenir sorusunun sosyal adaletle olan ilişkisi çok önemli. Bu basit soru, aslında herkesin sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olma hakkının ne kadar eşit dağıldığını sorgulamamıza sebep oluyor. Herkesin somon gibi besinlere ulaşabilmesi için ekonomik eşitsizliklerin ortadan kalkması gerektiğini düşünmemiz gerek. Sağlıklı beslenme, sadece bireylerin bir tercihi değil, aynı zamanda toplumun sağlık sistemini, gıda politikalarını ve adalet anlayışını da etkileyen bir mesele. Yani bu soruyu sorarken, sadece bireysel bir diyet seçimi değil, daha geniş bir sosyal adalet meselesiyle de karşı karşıya olduğumuzu unutmamalıyız.
Sonuç Olarak
Somon haftada kaç kez yenir sorusu, günlük hayatta yalnızca bir diyet tercihi gibi görünse de, aslında toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adaletle sıkı sıkıya bağlı bir soru. Sağlıklı beslenme, ekonomik duruma, toplumsal cinsiyet rollerine ve sosyal adalet anlayışına göre şekilleniyor. Hepimiz sağlıklı olma hakkına sahipken, bu hakkın herkes için erişilebilir olup olmadığını sorgulamak, toplum olarak daha adil bir yaşam için önemli bir adım olabilir. Sonuçta, somon haftada kaç kez yenir sorusunu sormak, sağlıklı yaşamın sadece bir tercih değil, bir hak olduğunun farkına varmamızı sağlar. Bu hak, herkes için eşit olmalı.